Bugünlerde magnezyum yağı gibi şeyleri çok duyuyoruz ve bunda şaşılacak birşey yok. Magnezyum, organlarımızdaki hücreler tarafından çeşitli amaçlarla kullanılan bir düzine mineral çeşidinden bir tanesi ama magnezyum hakkında bugüne kadar pek fazla bir şey duymamış olabilirsiniz. Bu oldukça doğal çünkü genelde insanlar öteki mineraller ve onları yeterince alabilmek için o kadar yaygara koparıyor ki magnezyum gibi adı çok anılmayan minerallerden söz etmeye sıra gelmiyor. Oysa magnezyum içeren yiyecekleri bol bol yemek ve vücudunuza gereken magnezyumu düzenli olarak ve doğal yollardan almak en az öteki mineraller kadar önemli ve magnezyum eksikliği birçok kişiyi şaşırtabilecek kadar sık görülen ve sonuçları da ciddi bir mineral eksikliği. Aslında bakarsanız yalnız şu yada bu ülkede değil, dünyanın her yanında insanların magnezyum almakta büyük bir eksiklik içinde oldukları düşünülüyor. Fakir ülkelerdeki insanlar, magnezyum içeren gıdalar temin etmekte sorlandıkları için bu eksikliği yaşıyor. Zengin ülkelerin halkı ise ellerindeki imkanlara rağmen sağlıksız abur cubur yediği için magnezyum içeren yiyeceklere sıra gelmiyor.
Magnezyum almadığınız takdirde bir dizi sinsi rahatsızlık ortaya çıkıyor ve bunlar başka birçok faktör tarafından örtüldüğü için genellikle farkedilmiyor ve uzun yıllar süren ve sizi yavaş yavaş tüketebilecek kronik bir yaşam kalitesi düşmesi ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Magnezyum seviyenizin düşük olduğunun belirtileri arasında en çok öne çıkan bitmyen bir sinirlilik ve gerginlik hali. Zira, magnezyum minerali sinir sistemi ve beyinde kilit öneme sahip bazı işlevleri olan bir mineral. Magnezyum, metal özellikler gösteren bir element olduğu için her saniye küçücük elektirk akımlarını iletmekle görevli sinirlerinizde iyon görevi üstleniyor. Özellikle de kasları ve beyni gevşetmek ve rahatlatmakla ilgili olan sinirler, magnezyum olmadan çalışamıyor. Bu yüzden magnezyum azlığı stres yaratıyor ve bu durum hafif moral bozuklukları ile başlayıp depresyona kadar gidiyor.
Yediklerinizde bol bol magnezyum olmasına dikkat etmek için bir başka sebep ise magnezyumun antioksidan etkisi. Tabi ki meyve ve sebzelerden aldığınız hazır antioksidan maddeler de çok etkili ama hiçbiri vücudunuzda üretilen süper antioksidan etkili glutatyon maddesi kadar sizi kanserden koruyamaz. Henüz sırrı tam çözülememiş bu molekülün doğrudan doğruya uzun ömürle başlantılı olduğu düşünülüyor. Ne kadar glutatyon, o kadar sağlık ve kansere karşı o kadar korunma. İşte magnezyum minerali de bu glutatyon maddesinini üretilmesini sağlıyor. Doğadan ve magnezyum içeren taze gıdalardan kopan insanlar artık glutatyon eksikliği yaşıyor ve kanser, alzheimer, kalp krizi ve kolesterol bu yüzden hızla yayılıyor.
Sanıyorum, artık bir şüpheniz kalmamıştır. Magnezyum açısından zengin yiyecekler yemek bir zorunluluk ve buna hemen başlamak en iyisi. Bugüne kadar dengesiz bir beslenme ile ömür sermayenizi tükettiniz ama zararın neresinden dönülürse kardır. İyi de, magnezyum içeren besinler hangileri ve yeterli magnezyum hangi besinlerde bulunur?
Magnezyumlu gıdalar pek çok çünkü günlük beslenmemizi oluşturan yiyeceklerin neredeyse her çeşidinde az da olsa bu mineral bulunuyor. Ancak önemli olan size yetecek kadar çok magnezyum içeren gıda ürünlerini tespit edip onlara beslenmenizde daha geniş bir yer ayırmak. Bu tip besinleri de üç grupta toplayabiliriz. İlk grupta bitki tohumları var. Fasulye ve nohut gibi pişirilip yemek yapılan tohumlar yanında çerez olarak yenebilen fındık ve fıstık da bu grupta ve magnezyum açısından çok zengin gıdalar sayılıyor. Sırada yeşil yapraklı sebzelerden söz etmek gerek. Kesin bir kural olmasa da, bir bitkinin yaprağı ne kadar yeşilse o kadar magnezyum içerdiğini söyleyebiliriz. Bu yüzden roka, kuzukulağı gibi salata yapmakta kullandığınız ot ve yapraksı sebzeler magnezyum açısından çok iyi gıdalar oluyor. Üçüncü grup nedir, derseniz karşımıza tam tahıllar çıkıyor. Buğdayın mineral açısından zengin ve asıl besleyici yeri olan kepeği magnezyumu da içeren kısmı ve bu yüzden beyaz ekmek yerine kepekli ekmek yemek gerekiyor.
Bu tür yiyecekleri daha çok yerseniz hastalıklardan korunursunuz ve uzun ve mutlu bir hayata ilk adımı atarsınız.
Magnezyum almadığınız takdirde bir dizi sinsi rahatsızlık ortaya çıkıyor ve bunlar başka birçok faktör tarafından örtüldüğü için genellikle farkedilmiyor ve uzun yıllar süren ve sizi yavaş yavaş tüketebilecek kronik bir yaşam kalitesi düşmesi ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Magnezyum seviyenizin düşük olduğunun belirtileri arasında en çok öne çıkan bitmyen bir sinirlilik ve gerginlik hali. Zira, magnezyum minerali sinir sistemi ve beyinde kilit öneme sahip bazı işlevleri olan bir mineral. Magnezyum, metal özellikler gösteren bir element olduğu için her saniye küçücük elektirk akımlarını iletmekle görevli sinirlerinizde iyon görevi üstleniyor. Özellikle de kasları ve beyni gevşetmek ve rahatlatmakla ilgili olan sinirler, magnezyum olmadan çalışamıyor. Bu yüzden magnezyum azlığı stres yaratıyor ve bu durum hafif moral bozuklukları ile başlayıp depresyona kadar gidiyor.
Yediklerinizde bol bol magnezyum olmasına dikkat etmek için bir başka sebep ise magnezyumun antioksidan etkisi. Tabi ki meyve ve sebzelerden aldığınız hazır antioksidan maddeler de çok etkili ama hiçbiri vücudunuzda üretilen süper antioksidan etkili glutatyon maddesi kadar sizi kanserden koruyamaz. Henüz sırrı tam çözülememiş bu molekülün doğrudan doğruya uzun ömürle başlantılı olduğu düşünülüyor. Ne kadar glutatyon, o kadar sağlık ve kansere karşı o kadar korunma. İşte magnezyum minerali de bu glutatyon maddesinini üretilmesini sağlıyor. Doğadan ve magnezyum içeren taze gıdalardan kopan insanlar artık glutatyon eksikliği yaşıyor ve kanser, alzheimer, kalp krizi ve kolesterol bu yüzden hızla yayılıyor.
Sanıyorum, artık bir şüpheniz kalmamıştır. Magnezyum açısından zengin yiyecekler yemek bir zorunluluk ve buna hemen başlamak en iyisi. Bugüne kadar dengesiz bir beslenme ile ömür sermayenizi tükettiniz ama zararın neresinden dönülürse kardır. İyi de, magnezyum içeren besinler hangileri ve yeterli magnezyum hangi besinlerde bulunur?
Magnezyumlu gıdalar pek çok çünkü günlük beslenmemizi oluşturan yiyeceklerin neredeyse her çeşidinde az da olsa bu mineral bulunuyor. Ancak önemli olan size yetecek kadar çok magnezyum içeren gıda ürünlerini tespit edip onlara beslenmenizde daha geniş bir yer ayırmak. Bu tip besinleri de üç grupta toplayabiliriz. İlk grupta bitki tohumları var. Fasulye ve nohut gibi pişirilip yemek yapılan tohumlar yanında çerez olarak yenebilen fındık ve fıstık da bu grupta ve magnezyum açısından çok zengin gıdalar sayılıyor. Sırada yeşil yapraklı sebzelerden söz etmek gerek. Kesin bir kural olmasa da, bir bitkinin yaprağı ne kadar yeşilse o kadar magnezyum içerdiğini söyleyebiliriz. Bu yüzden roka, kuzukulağı gibi salata yapmakta kullandığınız ot ve yapraksı sebzeler magnezyum açısından çok iyi gıdalar oluyor. Üçüncü grup nedir, derseniz karşımıza tam tahıllar çıkıyor. Buğdayın mineral açısından zengin ve asıl besleyici yeri olan kepeği magnezyumu da içeren kısmı ve bu yüzden beyaz ekmek yerine kepekli ekmek yemek gerekiyor.
Bu tür yiyecekleri daha çok yerseniz hastalıklardan korunursunuz ve uzun ve mutlu bir hayata ilk adımı atarsınız.