Kahve kadar bütün insanlığa mal olmuş bir ürün daha herhalde yoktur. Kahveyi dünyaya tanıtmakta Türk milletinin katkısı büyük oldu. Sonuç olarak en eski kahve pişirme yöntemlerinden birisi Türk yöntemi ve kahveyi Avrupa’ya götüren de Kanuni’nin askerleriydi. Bu yüzden kahve aslında bir Türk içeceğidir, denebilir. Oysa bugün dünya üzerinde sayısız kahve çeşidi var ve bir zamanlar yerel kalan bir çok çeşit globalleşme ile küçük ilçeler de bile artık kolayca içilebilir oldu. Bu kadar kahve çeşidi içinden çıkmak elbette hiç kolay değil ve aralarındaki farklarda insanın merakını harkete geçiriyor. Burada kahve çeşitlerini genel hatlarıyla tanımayı amaçladım ve her ne kadar mükemmel bir sınıflandırma olmasa da kahve çeşitleri hakkında genel bir bilgiye sahip olmanıza yardımcı olacağımı umuyorum.
1-) Filtre Kahve: Bunun özelliği demlenen kahvenin kağıt bir filtre içinde geçtikten sonra bardağa dökülmesidir. Böylece hiçbir kahve partikülü bardağa girmez ve saf sıvı bir kahve elde edilir. Amerikalıların durmadan içtiği kahve çeşidi budur. Kahve çekirdeklerinde bulunan ama suya geçmeyen bazı kahve bileşikleri bunda hiç bulunmadığı için diğer kahvelerden içeriği biraz farklıdır.
1-) Filtre Kahve: Bunun özelliği demlenen kahvenin kağıt bir filtre içinde geçtikten sonra bardağa dökülmesidir. Böylece hiçbir kahve partikülü bardağa girmez ve saf sıvı bir kahve elde edilir. Amerikalıların durmadan içtiği kahve çeşidi budur. Kahve çekirdeklerinde bulunan ama suya geçmeyen bazı kahve bileşikleri bunda hiç bulunmadığı için diğer kahvelerden içeriği biraz farklıdır.
2-) Hazır Kahve: Küçük paketlerde yada kavanozda aldığınız ve su ısıtıcıdan bardağa döktüğünüz kaynar suya ekleyerek hazırladığınız bu kahve de esas olarak filtre kahvedir. Fabrika kazanlarda yapılan filtre kahve kurutularak toz haline getirilir ve paketlenir. Bu yüzden bunu suya kattğınızda tamamen erir ve geriye katı bir şey kalmaz. İçeriği de filtre kahve ile aynıdır. Frappe bunun soğuk suya katılarak hazırlanmış halidir.
3-) Espresso: Özel bir makinede basınçlı ve çok sıcak su ile hazırlanan bu kahve genelde filtre edilmez ve bu yüzden kahve çekirdeklerindeki faydalı ama kimilerine göre de zararlı bileşikler kahveye geçer. Americano, mocha, macchiato, cappuccino, latte ve başka birçok kahve çeşidi aslında farklı sertliklerde ve farklı aromalar katılmış espressolardır.
4-) French Press: Cam bir kavanoza benzeyen bir aletle yapılır. Kavanozun içine sıcak su ve kahve konur ve birkaç dakika demlenmesi beklenir. Sonra süzgeç üstüne basılır ve “press” yapılarak kahve partikülleri süzülür. Süzülmüş olsada kağıt filtre olmadığı için kahve çekirdeklerinin bütün içeriği faydalı ve zararlı yönleriyle kahveye geçmiştir.
5-) Filtrelenmemiş Kahve: Bunun bizim en iyi bildiğimiz örneği Türk kahvesi oluyor. Nelere iyi gelir, anlatsak bayağı vakit alır ama yapımı basit. Kuru kahve dediğimiz toz kahveyi cezvede suyla ısıtıyoruz. Kıvamı uygun hale gelince fincan döküyoruz. Kahve partikülleri de fincan dökülüyor ve buna telve deniyor. Suya geçmeyen ama kahve çekirdeğinde bulunan bileşikleri içeren ve faydaları ile tanınan bu kahve çeşidinin Boşnak kahvesi ve Yunan kahvesi gibi farklı versiyonları da var. Belki arada nüanslar olsa da bunların ismi dışında Türk kahvesinden bir farkı olduğunu söyleyemeyiz.
6-) Soğuk Kahve: Hazır kahveden yapılan Frappe dışında bir de doğrudan soğuk suya toz haline getirilmiş kahve çekirdeklerinin eklenmesiyle yapılan kahve var. Soğuk suda kahvenin demlenmesi uzun sürdüğü için biraz zaman alan bir kahve türü. Bazı buzlu kahve çeşitleri bu gruba giriyor.
7-) Mırra: Ülkemizin doğusunda yapılan kendine has bir kahve türü. Kahve suda kaynatılıyor. Sonra süzülüp yeni kahve ekleniyor ve bir daha kaynatılıyor. Bu böyle birkaç defa yapıldıktan sonra çok miktarda kahvenin özü az bir miktar suya çıkmış oluyor. Bu ultra-acı kahveden birkaç yudum almak sizi gece hiç uyutmayacak kafeini almanıza yetiyor.
Sonuç olarak içerik bakımından bütün kahveleri ikiye ayırabiliyoruz: Filtre kahveler ve filtrelenmemiş kahveler. Bunların ikisinde de kafein ve sağlığa faydalı kahve asitleri var. Sadece filtresiz kahvede olan şeyler ise kahweol ve cafestol diye iki bileşik. Bunlar suda çözülmediği için kahve telvesinde kalıyor ve filtre kahveye bu telve hiç geçmediği için filtre kahvede bu iki bileşik yok. Bu iki bileşiğin ise faydalı mı, zararlı mı olduğu tartışılır. Sonuç olarak bu bileşikler sadece kahvenin aromasını değiştirmekle kalmıyor, kahvenin yararları ve zararları da bunların oranına göre değişim gösteriyor. Elbette aroma ve sağlığa etkileri kahve türleri içinde de değişim gösterebiliyor kahvenin kalitesi, kahveyi hazırlayanın mahareti ve içine eklenen diğer şeyler neticesinde farklı sonuçlar ortaya çıkıyor. İşte bu yüzden kahveleri sınıflandırmak ilk başta kolay bir iş gibi başlayabilir ama ayrıntısına girdikçe hiç de kolay olmadığını herkes takdir eder.