Çay hayatımızın her anında elimizden düşürmediğimiz ve sürekli içtiğimiz bir meşrubat ve bu kadar çok tükettiğimiz çayın faydaları yanında zararları hakkında da bilgi edinmek elzem. Zira, sağlıklı ve mutlu bir ömür isteyenler için ilk şart doğru beslenmek ve ne yiyip içtiğimize dikkat etmek. Çayın yan etkileri ve bu yan etkilerin hangi durumlarda ortaya çıktığını ve bunlardan nasıl sakınacağımızı bilirsek çaydan zarar görmeden sırf fayda sağlarız ve herşey yoluna girer. İlk olarak çayın hangi çeşitleri olduğu ve bunların arasındaki farklara bir göz atalım. Yeni yeni adı duyulan beyaz çay dışarıda bırakılırsa bütün çay çeşitleri iki grupta toplanabilir: Yeşil çay ve siyah çay. Bizim ülkemizde bolca tüketilen ve çok sevilen Türk çayı olarak bilinen çay çeşidi siyah çaydır ve biz de hergün siyah çay içiyoruz. Bu yüzden biz, siyah çayın zararları nelerdir, diye soracağız ve bu sorunun cevabını arayacağız.
Bir içeceği tahlil edip faydaları ve zararları konusunda hüküm vermek için elbette ilk adım onun içeriğini ortaya koymaktır. Çay, belli bir bitkinin yapraklarından demlenerek yapılan sıcak bir içecek ve ana bileşeni kafein. Bu maddenin adını duymuş olmalısınız. Kısa vadede birçok faydaları var. Mesela, konsantrasyonu artırıyor, yorgunluğu ortadan kaldırıyor ve kan damarlarını açarak dokulara daha çok oksijen gitmesini sağlıyor. Eğer, ders çalışacaksanız veya spor yapacaksanız bir bardak çay size iyi gelebilir. Ancak sorun, çayı fazla içmeye başladığınızda ortaya çıkıyor. Çayın insanı harekete geçiren etkisine dayanmak kolay değil ve insan kendini iyi hissettiren bu hoş aromalı içeceği hep daha çok içmek istiyor. Sonunda hem beyniniz hem kaslarınız kafeine bağımlı olup çıkıyor ve çayın ilk yan etkisini görüyorsunuz. Buna halk arasında çay tiryakiliği deniyor ama aslında bu düpedüz çay bağımlılığıdır. Üstelik artık çayın ilk baştaki uyandırıcı ve kendinize getirici etkisi ortadan kalkmıştır ve ne kadar çay içerseniz için kendinizi yorgun hissedersiniz. Bunu geçin, bir de günün koşuşturmacası içinde yeterince demli siyah çay içemezseniz ne olacak? O zaman resmen ayakta uyumaya başlıyorsunuz. Öyleyse siyah çayın zararları listelenirken ilk sıraya kafein bağımlılığı konabilir. Bundan korunmak ise çok kolay. Çok fazla çay içmeyin ve çayı uykusuzlukla mücadele etmek için bir araç olarak değerlendirmeyin. Çayı çok demli de içmeyin ve mümkünse açık çay için.
Siyah çayın bileşimindeki en önemli maddelerden bir diğeri de tanindir. Tanin, bitkilerde bulunan doğal bir maddedir ve çaydaki tanin koyu kırmızı renkli olup siyah çayın rengi de buradan gelir. Tanin iyi bir madde midir yoksa kötü müdür, tartışılır. Ancak bizim burada bahsedeceğimiz şey tanin bileşiklerinin zararları. Tanin, koyu renkli ve değdiği yere yapışan bir moleküldür ve çay içtiğinizde çayda bulunan tanin molekülleri dişlerinize yapışır ve orada donar. Diş lekelerinin ve dişlerin sararmasının sorumlunun siyah çay olduğunu biliyor muydunuz? Koyu ve demli çaylarda bu yan etki elbette çok daha şiddetli ortaya çıkıyor ve bu tür çaylar dişleri adeta kahverengiye boyuyor. Neyseki bu durumdan kurtulmak da zor değil. Çay içtikten sonra ağzınızı suyla çalkalayın. Hergün diş fırçalayın ve aşırı demli çay içmekten kaçının.
Tanin başka bir yan etki daha yaratabiliyor: Beslenme eksiklikleri! Çayın bileşimindeki tanin maddesi bağırsaklara kadar ulaşıyor ve burada gıdalardan mineralleri çekip almaya çalışan bağırsak hücrelerinin işini zorlaştırıyor. Yapışkan bir madde olan tani bağırsak duvarlarına da yapışıyor ve başta demir minerali olmak üzere çeşitli minerallerin emilimini azaltıyor. İşte bu yüzden çayı yemekten hemen sonra içerseniz çayın zararları ile yüz yüze gelebiliyorsunuz.
Bir içeceği tahlil edip faydaları ve zararları konusunda hüküm vermek için elbette ilk adım onun içeriğini ortaya koymaktır. Çay, belli bir bitkinin yapraklarından demlenerek yapılan sıcak bir içecek ve ana bileşeni kafein. Bu maddenin adını duymuş olmalısınız. Kısa vadede birçok faydaları var. Mesela, konsantrasyonu artırıyor, yorgunluğu ortadan kaldırıyor ve kan damarlarını açarak dokulara daha çok oksijen gitmesini sağlıyor. Eğer, ders çalışacaksanız veya spor yapacaksanız bir bardak çay size iyi gelebilir. Ancak sorun, çayı fazla içmeye başladığınızda ortaya çıkıyor. Çayın insanı harekete geçiren etkisine dayanmak kolay değil ve insan kendini iyi hissettiren bu hoş aromalı içeceği hep daha çok içmek istiyor. Sonunda hem beyniniz hem kaslarınız kafeine bağımlı olup çıkıyor ve çayın ilk yan etkisini görüyorsunuz. Buna halk arasında çay tiryakiliği deniyor ama aslında bu düpedüz çay bağımlılığıdır. Üstelik artık çayın ilk baştaki uyandırıcı ve kendinize getirici etkisi ortadan kalkmıştır ve ne kadar çay içerseniz için kendinizi yorgun hissedersiniz. Bunu geçin, bir de günün koşuşturmacası içinde yeterince demli siyah çay içemezseniz ne olacak? O zaman resmen ayakta uyumaya başlıyorsunuz. Öyleyse siyah çayın zararları listelenirken ilk sıraya kafein bağımlılığı konabilir. Bundan korunmak ise çok kolay. Çok fazla çay içmeyin ve çayı uykusuzlukla mücadele etmek için bir araç olarak değerlendirmeyin. Çayı çok demli de içmeyin ve mümkünse açık çay için.
Siyah çayın bileşimindeki en önemli maddelerden bir diğeri de tanindir. Tanin, bitkilerde bulunan doğal bir maddedir ve çaydaki tanin koyu kırmızı renkli olup siyah çayın rengi de buradan gelir. Tanin iyi bir madde midir yoksa kötü müdür, tartışılır. Ancak bizim burada bahsedeceğimiz şey tanin bileşiklerinin zararları. Tanin, koyu renkli ve değdiği yere yapışan bir moleküldür ve çay içtiğinizde çayda bulunan tanin molekülleri dişlerinize yapışır ve orada donar. Diş lekelerinin ve dişlerin sararmasının sorumlunun siyah çay olduğunu biliyor muydunuz? Koyu ve demli çaylarda bu yan etki elbette çok daha şiddetli ortaya çıkıyor ve bu tür çaylar dişleri adeta kahverengiye boyuyor. Neyseki bu durumdan kurtulmak da zor değil. Çay içtikten sonra ağzınızı suyla çalkalayın. Hergün diş fırçalayın ve aşırı demli çay içmekten kaçının.
Tanin başka bir yan etki daha yaratabiliyor: Beslenme eksiklikleri! Çayın bileşimindeki tanin maddesi bağırsaklara kadar ulaşıyor ve burada gıdalardan mineralleri çekip almaya çalışan bağırsak hücrelerinin işini zorlaştırıyor. Yapışkan bir madde olan tani bağırsak duvarlarına da yapışıyor ve başta demir minerali olmak üzere çeşitli minerallerin emilimini azaltıyor. İşte bu yüzden çayı yemekten hemen sonra içerseniz çayın zararları ile yüz yüze gelebiliyorsunuz.